Hücrelerimiz belli bir yaşta ölmeye başladığı için yaşlanırız. Peki bu hücreleri cilde geri vererek cildi gençleştirmek mümkün mü?
Cildimize genç görüntüyü veren, cildi dik tutan; bağ dokuları ve cilt kalitesini sağlayan; kolajen üreten dokulardır. Bu dokuları, fibroblast denen hücreler oluşturur.
Ortalama 28-30’lu yaşlara kadar bu hücrelerimiz %100 oranındadır. Cildimiz bu şekilde genç kalır.
Cildimizde yaşlanma 28-30’lu yaşlarda başlar. Sebebi ise bağ dokuları ve kolajeni üreten fibroblast hücrelerinin her yıl %2 oranında ölmeye başlamasıdır. 30’lu yaşlarda başladığını varsayarsak yaşımız 40 olduğunda; biz cildimizdeki fibroblast hücrelerimizin %20’sini kaybetmiş oluruz.
Dolayısı ile cildi dik tutan bağ dokuların ve cilt kalitesini veren kolajenin; yani cildimizin gençliğinin %20’si eksilir gider. Çizgiler, sarkmalar ve yaşlanma belirtileri başlar.
Fibroblast hücreleri file gibi çapraz şekilde birbirine bağlıdır. Bu hücreler ölmeye başladığında file kopmaya başlar; kısacası bağ dokusu aşağıya doğru inmeye başlar. Kolajen üreten dokuların da şekli bozulur ve cildimiz kolayca kırışarak git gide yaşlı bir görüntüye bürünür. Hücre ölümü yaşımız ilerledikçe devam ettiği için cildimiz gittikçe daha yaşlı görünür.
Cildin genç kalmasını sağlayan ve zamanla azalan fibroblast hücrelerini Sağlık Bakanlığı Onaylı özel Kök Hücre laboratuvarlarında tekrar üreterek cilde geri vermek, dolayısı ile gençliği geri kazanmak ve sürekli kılmak mümkün.
Öncelikle ciltten fibroblast hücrelerinin alınması gerekir. Uzman hekim tarafından kulak arkasından, estetiği bozmayacak bir şekilde küçük bir biyopsi parçası (4-6 mm) alınır. Alınan parça fibroblast kök hücrelerinizin çoğaltılması için özel koşullarda Sağlık Bakanlığı Onaylı Kök Hücre laboratuvarına gönderilir.
Kültür sonucunda (4-6 hafta içinde) fibroblast kök hücreler çoğaltılır. Uzman hekim hücrelerin öldüğü bölgelere; enjeksiyon yöntemiyle yeni hücreleri nakleder. Bu işlem kök hücreler laboratuvarda üretildikten sonra 30-45 gün aralıklar ile toplamda 3 kez tekrarlanır.
Cildinde istenmeyen kırışıklık, gevşeme, sarkma, leke, iz bulunan herkese uygulanabilecek bir tedavidir. Tedavide kullanılan kök hücreler, kişinin kendisinden alındığı için herhangi bir alerjik tepki ya da yan etki söz konusu değildir. Yaş sınırlaması da yoktur.
Cilde uygulanan kök hücre tedavisinin en önemli yanı, eksileni yerine koymak ve dokuyu onarmaktır. Gençlikte vücudumuzda yeterli sayıda hücre sayısı bulunur fakat zamanla bölgesel olarak hücre sayısı azalır. Bu duruma karşılık olarak kök hücre tedavisinin temel özelliği, hedeflenen bölgede kök hücre sayısını tekrar çoğaltan, üstelik kendi vücudumuzdan elde edilen bir gençlik iksiri niteliğinde olmasıdır.
İlk aşamada üretime gönderilmek üzere alınacak olan dokunun alınması maksimum 15 dakika sürer. Sağlık Bakanlığı onaylı kök hücre laboratuvarında hücrelerin üremesi 30-45 gündür. İlk uygulama parça alındıktan 30-45 gün sonra, diğer 2 uygulama da ortalama 1’er ay ara ile yapılır. Her bir uygulama ortalama 1,5–2 saat sürer.
Kişi uygulama sonrası günlük yaşantısına hemen dönebilir.
Bu yöntem dünyada 1960’lı yıllarda bulunmuştur. Yaşlanma ile ölen hücreleri, çoğaltıp yerine geri koyarak gençleşmeyi sağlayan tek yöntem olarak kabul edilmektedir.
Amerika’da FDA (Food and Drug Administration) onaylı olan bu yöntem 17 yıldır pek çok Avrupa ülkesinde yüz binlerce kişiye uygulanmıştır.
Türkiye’de ise Sağlık Bakanlığı onaylı olarak kök hücre laboratuvarlarında üretilerek 2016 yılından bu yana uygulanmakta olan bu yöntem binlerce kişiye uygulanmıştır.
Her bir uygulama bir biyopsi alınması ve yaklaşık 1’er ay ara ile yapılan toplamda 3 kür enjeksiyonlardan oluşur. Sonrasında hücrelerin cilt altında çoğalması etkinleşmesi süreci başlar. İstenilen etkilerin görülmesi biyopsi alınmasından sonra yaklaşık 1 yılı bulur. Cilt 1 yılda ancak 8-10 yıl boyunca ölmüş fibroblast hücrelerini kabul edebilir. 1 yıl içerisinde ne kadar çok hücre verirseniz verin, cildin kendisini onarma hızını değiştirmeniz mümkün değildir ve cilt 1 yılda kendisini en fazla 8-10 yıl geriye götürebilir.
Fibroblast Kök Hücre yöntemi ile cilt, 1 yılda en fazla 8-10 yıl gençleşme yeteneğine sahiptir. Diğer yandan yaşlanma süreci devam ettiği için hücreler yaşlanma hızı oranında ölmeye devam eder. Ancak bu yöntemin avantajı; 1 yıl sonra tekrar uygulanarak cilde 8-10 yıl boyunca ölen hücre miktarı bir kez daha verilebilir.
Sağlık Bakanlığı onaylı bu yöntemde kişiye hiçbir yabancı madde olmaksızın sadece kendi dokusundan üretilmiş fibroblast hücreleri verildiği için; bu hücreler başka bir hücreye dönüşemez. Yabancı bir hücre verilmediği için kanser hücresine dönüşmediği kanıtlandıktan sonra FDA onayını almıştır.
Cildin kendisini onarması yavaş yavaş gerçekleştiğinden 9-12 ay sonra etkisi en üst seviyeye ulaşır. Bazı hastalarda bu süre 18 ile 24 aya uzayabilir.
Tedavi sonrası jest ve mimiklerde değişiklik görülmez. İfade kaybı yaşanmaz. İstenmeyen yapay bir görüntü oluşmaz.
Sadece gençleştirme amaçlı değil, akne-skar çukuru, güneş lekeleri, geniş gözenekler, kesik ve yara izleri, cilt sarkmaları gibi deri ve deri altında meydana gelen cilt problemlerinin tedavisinde de kullanılan bir yöntemdir.
Geçmişte kök hücrelerin sadece kemik iliğinde olduğu düşünülüyordu. Ancak yağ dokumuzda kemik iliğinden 4 kat daha fazla kök hücre olduğu tespit edildi.
Yağ dokusundan SVF kök hücre elde edebilmek için hastadan liposuction yöntemi ile yağ alınır ve Sağlık Bakanlığı onaylı kök hücre laboratuvarlarında çeşitli işlemlerden sonra SVF elde edilir.
SVF’nin içeriğinde; erişkinde mevcut bulunan pek çok farklı hücre türü vardır. Bunlardan bazıları; farklı hücrelere dönüşebilme yetisi olan mezenkimal kök hücre, damar sistemini tedavi edebilen endotelyal kök hücre, kan hastalığı tedavisinde kullanılabilen hematopoetik hücreler, cilt yüzey bölge tedavisinde kullanılabilen keratinosit, cilt bağ dokusunu oluşturan fibroblast ve diğer pek çok türde kök hücre çeşitleridir.
Son zamanlarda estetik cerrahide de kullanılan SVF kök hücre türü yüze, memeye uygulanan yağ dolgularının ömrünü uzatabilmek için kullanılır ve bu sayede kişinin kendi yağından kalıcı dolgu elde edilmiş olur. Kalıcı yağ dolgusu ile tüm dolgu işlemleri yapılabilir.
Yanık tedavilerinde, kapanmayan yaralar gibi bazı cilt problemlerinde de kullanılabilir.
Çok derin akne-skar izleri veya ameliyat izi gibi üst derinin tahrip olduğu durumlarda, sadece üst deriyi de üretebilmek ve istenilen bölgeye vermek mümkündür. Günümüz teknolojisinde derinin tüm katları kök hücre laboratuvarlarında üretilebilir.
Epidermis derinin en dıştaki tabakasıdır. Asıl olarak “Keratinosit” adı verilen hücrelerden oluşur. Çok derin akne-skar izlerinde veya sezaryan gibi dikiş izlerinde kaybolan epidermis tabakasını geri yerine getirmek için, üst deriyi de ayrıca tedavi etmek gerekir.
Bu amaçla gerçekleştirilen tedavilerde keratinosit hücreler Sağlık Bakanlığı onaylı kök hücre laboratuvarlarında çoğaltıldıktan sonra 30-45 gün ara ile hastanın gerekli bölgesine doktor tarafından özel bir yöntemle 3 seans şeklinde uygulanabilir.
Liposuction yöntemiyle kişinin kendisinden alınan yağlar yine bu yağdan elde edilen kök hücrelerle özel laboratuvarlarda zenginleştirildiğinde daha kalıcı bir dolgu elde edilebilmektedir. Bu yapılmadığında aktarılan yağ dolgusunun büyük kısmı vücut tarafından emilerek yok edilmektedir.
Herhangi bir yan etki ya da risk taşımadığından ve kişinin kendi kök hücresinden faydalanıldığından dolayı yaş sınırı yoktur.
Kök hücre tedavisiyle 1 yılın sonunda ciltte en fazla 8-10 yıl gençleşme sağlanabilir. Öte yandan yaşlanma süreci gelinen noktadan doğal olarak devam eder ve hücreler yaşlanma hızı oranında yok olmayı sürdürür. Arzu edildiği takdirde, uygulamadan en az bir yıl sonra tedavi yinelenebilir ve cilde 8-10 yıl süresince eksilen hücre miktarı bir kez daha geri verilebilir.
Tamamen kişinin kendi vücudundan alınan kök hücreler kullanılarak ve hiçbir katkı maddesi eklenmeden uygulanan bir tedavi yöntemi olduğundan dolayı hiçbir yan etkisi yoktur.
Kök hücre tedavisi ile eksilen hücreler yerine konulur, aslına sadık yapıda bir gençleşme sağlanır. Bu nedenle, etkisi ömür boyu kalıcı olmayan dolgu işlemine göre iyi bir seçenektir. Estetik açıdan yüzün her hangi bir bölgesindeki şekil değişikliği hedeflendiğinde ise dolgu tercih edilmektedir.
Dudak bölgesine de, yüzün her yerine uygulanabildiği gibi, kök hücre tedavisi uygulanabilir. Yıllar ilerledikçe tüm vücutta olduğu gibi, dudaklarda da yaş belirtileri görülmeye başlar. Dudaklar incelir ve çevresinde çizgiler, kırışıklıklar oluşmaya başlar. Kök hücre tedavisi sayesinde bu etkiler ortadan kalkar.
Ücret değerlendirilmesi için öncelikle başvuran kişinin uzman doktorla görüşmesi ve durumunun incelenmesi gerekmektedir.
PRP ile kişiden alınan kan özel bir santrifüj işlemiyle bileşenlerine ayrılarak elde edilen büyüme faktörleri hastanın cildine uygulanır. Kök hücre yönteminde ise ciltte eksilen kök hücreler, hastanın kendi hücrelerinin özel laboratuvarlarda çoğaltılmasıyla geri verilmektedir. Dolayısıyla çok daha etkili ve kalıcı bir iyileşme sağlanmaktadır.
İnsan yüzü zaman içerisinde yer çekimine ve yaşlanma etkilerine karşı koyamamaya başlar. Kolajen ve elastikiyet kaybı ve zayıflayan bağ dokusu nedeniyle yüz kırışır, ciltte[...]
Devamını OkuBölgesel yağlanmalar, selülit ve cilt sarkmalarından kurtulmak için bazı durumlarda düzenli spor ve uygun bir diyet dahi yeterli gelmeyebilir. En güvenli ve etkili[...]
Devamını Okuİlerleyen yaş, genetik yapı, sağlıksız yaşam koşulları, aşırı kilo verme gibi birçok nedenle yüz ve boyunda, kırışıklık ve sarkmalar oluşabilir. Bilinen en eski estetik[...]
Devamını OkuYağ enjeksiyonu uygulamalarının estetik açıdan güzel sonuçlar verdiği yıllardır deneyimlenmektedir. Ancak, bu sonuçların kalıcılığı konusundaki oran tatmin edici olmayabiliyordu.
Devamını Oku